Toplumsal cinsiyet bağlamında evlilik istikrarsızlığı boşanma hayata küsme: Bursa örneği
dc.contributor.advisor | Dağ, Adem | |
dc.contributor.author | Akyüz, Gülizar | |
dc.date.accessioned | 2024-11-05T17:47:36Z | |
dc.date.available | 2024-11-05T17:47:36Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.department | BTÜ, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Sosyoloji Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description | Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Sosyoloji Ana Bilim Dalı, Sosyoloji Bilim Dalı | en_US |
dc.description.abstract | Aile, toplumun bir parçası olarak kendi içinde bir sistem oluşturur. Bu sistem, kadın ve erkeğin evlenmesiyle başlar ve toplumun atfettiği rollerle şekillenir. Son yıllarda kadınların iş hayatına katılımının artması ve kent yaşamının yaygınlaşması ve teknolojinin yaygınlaşması geleneksel cinsiyet rollerini ve aile içi dinamikleri derinden etkilemiştir. Bu değişimler, aile sistemlerinin yapılarını etkileyerek sistemin bozulmasına neden olmuştur. Araştırmamızda evlilik istikrarsızlığı ölçeği ile nicel bir çalışma yapılarak, sistemin bozulmasındaki nedenlerin yanı sıra cinsiyet faktörünün etkili olup olmadığı da ele alınmıştır. Sistemin bozulması sunucu boşanma olgusu gerçekleşmektedir. Ve her birey bu olguyu farklı deneyim ve farklı duygularla yaşamaktadır. Bazıları boşanmayı özgürlük olarak görürken, bazıları ise kayıp olarak görmektedir. Bireylere atfedilen cinsiyetin getirdiği farklı deneyimler sorularak nitel veriler elde edilmiş ve bu çalışmada bireylerin verdiği cevaplar fenomenoloji kuramından yararlanarak analiz edilmiştir. Evlilik süreci, boşanma aşaması ve sürecinde yaşanan hayata küsme olgusunu fenomenolojik bir yaklaşımla ele almak, bireylerin bu deneyimlerini derinlemesine anlamamızı sağlar ve her aşamadaki öznel deneyimlerin anlamını ortaya çıkarır. Yeniden yapılanma süreci, özellikle boşanma gibi önemli yaşam değişikliklerinin ardından bireylerin farklı şekillerde yas sürecini deneyimlediği bir dönemdir. Bu süreçte, bireyler kaybettikleri ilişki veya yaşam biçimine duydukları üzüntüyle başa çıkmakta zorlanabilirler ve bu durum onları hayata küsmüş hissettirebilir. Bu duygusal tepki, bireylerin yaşadıkları kaybı kabullenme ve yeni bir hayat kurma çabalarıyla ifade edilebilir. Her bireyin bu süreci farklı şekillerde deneyimlemesi normaldir ve kişisel bir iyileşme yolculuğu olarak görülmelidir. Bu çalışmada, aile sistemindeki bozulmanın etkenlerinden biri olarak cinsiyet faktörü, evlilik istikrarsızlığı ölçeği ile nicel olarak incelenmiştir. Evlilik istikrarsızlığı ölçeği kullanılarak, kadın ve erkeklerin evliliklerini nasıl değerlendirdikleri ve bu değerlendirmelerin aile sistemi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca, boşanma olgusundaki "hayata küsme" kavramı fenomenolojik bir yaklaşımla nitel veriler kullanılarak ele alınmıştır. Bu yöntemle, boşanma sürecinde bireylerin duygusal deneyimlerini, yaşadıkları kayıpları ve bu süreçte hissettikleri hayata küsmüşlük duygusunu anlamak amaçlanmıştır. Bu çalışma, hem nicel veri analiziyle cinsiyetin aile sistemi üzerindeki rolünü belirlemeye çalışırken, hem de nitel veri analiziyle bireylerin duygusal deneyimlerini derinlemesine incelemiştir. Bu sayede, boşanma ve aile içi dinamiklerin anlaşılmasına ve sosyal politika önerilerine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Anahtar kelimeler: Aile, Boşanma, Fenomonoloji, Hayata küsme, Sistem teorisi, Toplumsal Cinsiyet. | en_US |
dc.description.abstract | As a part of society, the family forms a system within itself. This system starts with the marriage of men and women and is shaped by the roles attributed by society. In recent years, the increase in women's participation in business life, the spread of urban life, and the advancement of technology have deeply affected traditional gender roles and family dynamics. These changes have influenced the structures of family systems and led to their deterioration. In our research, a quantitative study was conducted using the scale of marital instability to explore the reasons for the deterioration of the system and the impact of the gender factor. The disruption of the system leads to the phenomenon of divorce. Each individual experiences this phenomenon differently, with varying emotions. While some see divorce as freedom, others view it as a loss. Qualitative data were obtained by examining the different experiences associated with gender roles, and the responses were analyzed using phenomenological theory. Taking a phenomenological approach to the phenomenon of resignation to life experienced during the marriage process, the divorce phase, and the restructuring process allows us to understand these experiences in depth and reveals the meaning of subjective experiences at each stage. The reorganization process is a period in which individuals experience grief in different ways, especially after significant life changes such as divorce. During this process, individuals may struggle to cope with the sadness they feel for the lost relationship or lifestyle, which can make them feel resentful towards life. This emotional reaction can be expressed through their efforts to accept their loss and establish a new life. It is normal for each individual to experience this process differently, and it should be seen as a personal journey of healing. In this study, the gender factor as a cause of deterioration in the family system was analyzed quantitatively using the marital instability scale. The scale was used to investigate how men and women evaluate their marriages and the effects of these evaluations on the family system. Additionally, the concept of "resignation to life" in the context of divorce was examined using qualitative data and a phenomenological approach. This method aimed to understand individuals' emotional experiences during the divorce process, the losses they experienced, and their feelings of resentment towards life. By combining quantitative data analysis to determine the role of gender in the family system with qualitative data analysis to explore individuals' emotional experiences, this study aims to contribute to the understanding of divorce, family dynamics, and social policy recommendations. Keywords: Family, Divorce, Phenomonology, Weary of life, Systems theory, Gender, | en_US |
dc.identifier.endpage | 192 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=1pwTzRXnomYf6jwqVORfUXIENb7QrAqBCd2vsEOKdILaUfxa7Qzj3VP2QBNupTgu | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.12885/3422 | |
dc.identifier.yoktezid | 873259 | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Bursa Teknik Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.snmz | KA_20241105 | |
dc.subject | Sosyoloji | en_US |
dc.subject | Sociology | en_US |
dc.title | Toplumsal cinsiyet bağlamında evlilik istikrarsızlığı boşanma hayata küsme: Bursa örneği | en_US |
dc.title.alternative | Marital instability in the context of gender divorce weary of life: Sample Bursa | en_US |
dc.type | Master Thesis | en_US |