Yazar "Taş, İnanç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe An assessment of conventional and drone-based measurements for tree attributes in timber volume estimation: A case study on stone pine plantation(Elsevier B.V., 2021) Gülci S.; Akay, Abdullah Emin; Gülci N.; Taş, İnançThe use of unmanned aerial vehicles (UAVs) as a useful tool in forestry studies is increasing rapidly. The level of accuracy in UAV-supported measurement data has been increasing in the field of forestry. Recently, biophysical and morphological tree information has been calculated using the three-dimensional (3D) point cloud data. The accuracy of studies on different types of trees (i.e. coniferous and deciduous) may vary depending on the selected instruments and methods. Within the scope of the present study, height (H) and crown projection area (CPA) of 105 stone pines (Pinus pinea, L.) measured using both conventional methods and UAV-based Structure-from-Motion (SfM) derived 3D dense point cloud were evaluated. Tree volumes in the study area were calculated using the allometric formulas generated based on the linear diameter model produced with the field measurements. For field measurements and UAV based data, the tree volumes were calculated using the single- and double-entry over-bark stem volume equations, and their numerical comparisons were conducted. To search for the differences, RMSE (Root mean square error), RMSE% (Root mean square percentage error), MAE (Mean absolute error) and MAE% (Mean absolute percentage error) values were taken into consideration. According to the results of the paired t-test, it was revealed that there were no significant differences between the field- and SfM- measurements based methods. Considering the average values instead of individual (single) trees in the information obtained using the 3D point cloud in such stands gave more accurate results. It was found that forest parameters at plot levels in stands could be quickly revealed by UAV photogrammetry. In addition, these data can be evaluated as a metric measurement technique for sustainable and precise operational planning in forest lands.Öğe ASSESSMENT OF FIREFIGHTING FACILITIES AND ROADS REGARDING WITH FIRE-RESISTANT FOREST PROJECT (YARDOP)(EDITURA UNIV, 2019) Bilici, Ebru; Gencal, Burhan; Taş, İnanç; Akay, Abdullah EminAs a result of natural disasters such as fire, storms, avalanches etc., natural resources have been destroying rapidly in the world. Due to global warming and other factors, forest fires result in serious damages on forest resources in arid regions. Therefore, firefighting activities should be well planned and special attention should be paid to grow fire-resistant forest in the regions with high fire risk. For this purpose, firefighting facilities (i.e. fire breaks, fire lines) and roads for the purpose of fire protection and fire-fighting should be specially evaluated in these regions. Road networks are effectively used during and after a fire and are also used to stop the fire. In this study, the firefighting facilities and roads developed for fire intervention within the Fire- Resistant Forest Project (YARDOP) have been evaluated. Within the project, firefighting facilities have been planned to build a fire-resistant stands. These firefighting facilities can also be used for firefighting purposes. This study indicated that the standards of firefighting facilities and roads used in YARDOP projects are likely to be an alternative solution for many countries, especially in the Mediterranean countries and generally in the same environmental conditions around the world.Öğe CBS tabanlı bulanık mantık yöntemi kullanılarak fırtına zararı risk haritasının geliştirilmesi(Bursa Teknik Üniversitesi, 2017) Taş, İnanç; Akay, Abdullah EminOrman ağaçları üzerinde zarara neden olan abiyotik ve biyotik faktörler orman kaynaklarımızın sürdürülebilirliğini de önemli ölçüde tehdit etmektedir. Orman yangınları, fırtına, kar, çığ ve kuraklık gibi abiyotik faktörler arasında en etkili faktörlerden biri fırtına zararıdır. Ülkemizde fırtına zararları konusunda gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar çok sınırlı sayıdadır. Oysa fırtına zararları çok farklı ağaç türleri üzerinde etkili olmakta ve birçok bölgede önemli zararlara neden olmaktadır. Fırtına zararının engellenmesi veya minimize edilmesi için fırtına zararı riski üzerinde daha fazla etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve fırtına zararı riski taşıyan ormanlık alanların risk haritalarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu tez çalışması kapsamında, CBS tabanlı matematiksel model (Bulanık Mantık) kullanılarak fırtına zararı risk haritası üretilmiştir. Modelde, fırtınaların orman ağaçları üzerinde yaptığı zararların şiddetini etkileyen faktörler olarak ağaç türü, ağaç yaşı, kapalılık, bonitet sınıfı, topografik özellikler (yükseklik, eğim, bakı), iklim parametreleri (rüzgâr, yağış) ve toprak derinliği dikkate alınmıştır. Uygulama sahası olarak, 2015 yılı kış aylarında fırtına zararının yoğun olarak görüldüğü Tavşanlı Orman İşletme Müdürlüğü sınırlarında yer alan Alabarda Orman İşletme Şefliği değerlendirilmiştir. Modelin doğrulanması için fırtına zararı risk haritası ile İşletme Müdürlüğü tarafından fırtına zararı tespit edilen alanların dağılımı karşılaştırılmıştır. Bulanık Mantık yaklaşımı ile geliştirilen model çalışma alanının yarısından biraz fazlasının (%52,49) çok az derecede fırtına zararı riski altında olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan çalışma alanının %28,12'si az risk altında, %19,19'u ise risk altında bölgeler olarak derecelendirilmiştir. Sahada çok küçük bir alan (39,47 ha) fırtına zararına karşı çok riskli olarak belirlenmiştir. Tavşanlı Orman İşletme Müdürlüğü kayıtlarındaki olağanüstü hasıla miktarları kullanılarak geliştirilen fırtına zararı haritasına göre, alanın %45,77'si çok düşük, %30,20'si ise düşük derecede fırtına zararı görmüştür. Çalışma alanının %23,72'si ise yüksek fırtına zararı gören bölgeler olarak belirlenmiştir. Sahada 60,13 ha'lık bir alanın çok yüksek oranda fırtına zararına maruz kaldığı tespit edilmiştir. Risk faktörlerinin ağırlıklandırılması yapılarak toplam fırtına zararı riski üzerindeki relatif etkileri incelendiğinde, en etkili faktörün rüzgâr yönü ve şiddeti olduğu, bunu eğim ve bonitet sınıfının takip ettiği belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca fırtına zararlarının en aza indirilebilmesi için bazı silvikültür, amenajman ve teknik önlemler sunulmuştur. Sonuçlar, fırtına zararı risk haritası üretiminde CBS tabanlı matematiksel modellerin etkin ve yüksek doğrulukla kullanılabileceğini göstermiştir.Öğe EXTRACTION OF RESINOUS ROOT WOODS AS AN ALTERNATIVE SOURCE OF RESIN IN TURKEY(EDITURA UNIV, 2019) Akay, Abdullah Emin; Taş, İnanç; Gencal, Burhan; Bilici, EbruTo meet increasing market demands on resin raw material and its derivatives leads to the search for new alternative sources. The resin, which is generally produced by opening the wounds on the standing trees, can be produced by extracting from the root parts of the trees. Especially after the pine trees are cut, there is a high accumulation of resin in the stump on the soil surface and the root parts under the soil. These parts of the trees that are left under the soil surface are called resinous root wood and in recent years its importance as an alternative source of resin production is increasing in Turkey. In this study, technical information about pine root wood and its extraction was given and methods of producing resinous root wood were presented. The information obtained from forest service was evaluated in terms of marketing of resinous root wood. It is anticipated that the production of resinous pine root wood will be promising alternative source of resin raw material with the arrangements that can be made to provide alternative job opportunities to the local people in rural areas.Öğe Noise Reduction Provided by Trees in an Urban University Campus*(Forest Engineering and Technologies Platform, 2021) Taş, İnançIn urban universities, there are various noise sources such as roads, railways, construction activities that disturb staffs and students and cause undesirable environment for higher education. In this study, noise reduction effects of trees were investigated in the urban campus of Bursa Technical University (BTU) located in Yıldırım province of Bursa, Turkey. The campus was surrounded by a major inter-city road with a heavy traffic at the north and there is a large hospital at the south. There is a tree fence along the north boarder and there are groups of trees particularly at the north. In field study, the peak noise level data were collected for 5 minutes in two periods (Morning: 09:00-11:00 and Afternoon: 14:00-16:00) from total of 64 points which were homogenously distributed in the campus. Additional noise data were also collected from outside and inside of tree fence along the north border and from midpoint of each tree group. The coordinates of the noise data points were recorded by a GPS and a noise level layer was generated in ArcGIS 10.4.1. Then, noise map of campus was generated using kriging function based on spatial interpolation of noise data. The results indicated that the average peak noise level was 65.6 dBA in the morning period and 66.1 dBA in the afternon period. The maximum peak noise level of 103.6 dBA was reached in the morning period, while maximum peak noise level was 101.6 dBA in the afternoon period. The average peak noise level within the tree groups were 53.7 dBA (maximum 59.3 dBA) and 54.1 dBA (maximum 61.3 dbA) in two periods, respectively. It was also found that tree fences reduced the noise level by 24.9 dBA and 26.3 dBA in two periods, respectively. The results revealed that trees within urban campus are important to reduce noise effect.Öğe Ormancılıkta mekanik üretim çalışmalarında makine kaynaklı başlıca risk faktörlerinin değerlendirilmesi(Bursa Teknik Üniversitesi, 2022) Taş, İnanç; Akay, Abdullah EminOrmancılık, çalışma koşulları nedeniyle tehlikeli iş sınıfları arasında yer almaktadır. Özellikle üretim faaliyetleri sırasında ortaya çıkabilecek ölümcül kazalar bu konuda önemli bir yer almaktadır. Ormancılıkta iş kazaları üzerine çalışmalar bulunmakta olup, kazaların önlenmesi için çözümler aranmaktadır. Bununla birlikte iş kazalarının yanı sıra çoğunlukla dikkate alınmayan ve sürekli tekrarlanması halinde uzun süreçlerde ciddi sağlık problemlerine yol açabilecek riskler (fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik vb.) bulunmaktadır. Özellikle ormancılık alanındaki artan makineleşme, beraberinde çeşitli riskleri de getirmiştir. Diğer taraftan, bu konuda yürütülen bilimsel araştıralar ve çalışmaların sayısı sınırlıdır. Odun hammaddesi üretimi sırasında kullanılan mekanik araçlar üretim hızı ve verimlilik üzerinde olumlu etkiler sağlasa da çalışma ortamında yol açtığı potansiyel riskler nedeniyle operatör ve işçi sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Makineye dayalı üretim işlerinin temelinde motor gücünden yararlanılması söz konusudur. Motor gücü ise büyük oranda fosil yakıtlardan elde edilmektedir. Dolayısıyla çalışma sırasında atık gazların ortama salınması gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. Buna ek olarak, motor hareketlerinden kaynaklı gürültü ve makineli üretimde odun hammaddesi veya zemin etkileşiminden kaynaklı partikül madde maruziyeti önemli bir durumdur. Bu konuda yapılan çalışmalar da dikkate alındığında temel risk faktörleri, gaz, gürültü ve partikül madde olarak sınıflandırılabilir. Kısa süreli operasyonlarda bu faktörlerin insan sağlığı üzerinde önemli etkileri olmamakla birlikte, uzun süreli çalışmalarda özellikle makine operatörleri üzerinde ciddi sağlık sorunları doğurmaktadır. Bu açıdan, iş sağlığı ve güvenliği açısından bu risk faktörlerinin incelenmesi oldukça önemlidir. Bu çalışmada, ormancılık faaliyetleri sırasında kullanılan üretim makinelerine bağlı bazı risk faktörlerinin (gürültü ve partikül madde) ölçülmesi, açık kaynaklı Arduino platformu kullanılarak çoklu ölçüm cihazı (TriSensor 4.0) geliştirilmesi ve ilgili faktörlerin Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleriyle (Fine Kinney ve Bulanık Fine Kinney) risk değerlendirmelerinin yapılması amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında çeşitli bölgelerde yürütülen ormancılık çalışmalarında kullanılan mekanik araçlar (hasatçı, yükleyici, hava hattı, tarım traktörü, tomruk kamyonu) üzerinde gürültü ve partikül madde ölçümleri yapılmıştır. Ölçümler endüstriyel ölçüm cihazları ve çalışmada geliştirilen TriSensor 4.0 çoklu ölçüm cihazıyla yapılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. GPS ünitesine sahip TriSensor 4.0 cihazı aynı anda gürültü, partikül madde ve CO ölçümleri yapabilmekte ve ölçüm değerleriyle birlikte konum bilgilerini de kaydetmektedir. Risk değerlendirme çalışmaları pek çok alanda yaygın olarak yapılmaktadır. Özellikle tehlikeli iş kollarında bu çalışmaların yapılması ölümcül kazaların engellenmesi açısından kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu çalışmada ise kısa vadede ölümcül riskleri bulunmayan ancak uzun vadede önemli sağlık problemlerine neden olabilecek makine kaynaklı gürültü ve partikül faktörlerinin risk değerlendirmesinin yapılması planlanmıştır. Risk değerlendirme çalışmaları pek çok iş kolunda uygulanmakta ve oldukça farklı risk değerlendirme yöntemleri bulunmaktadır. Buna bağlı olarak risk değerlendirme yöntemi çalışma ortamı, yapılan iş vb. durumlar gözden geçirilerek seçilmektedir. Bu çalışmada, temel olarak Fine Kinney Yöntemi ve bununla birlikte Bulanık Mantık Yönteminin entegre edilerek risk değerlendirme çalışmasının yapılmıştır. Sonuçlara göre her iki cihazda da üretim makinelerinden elde edilen ortalama gürültü değerlerinin insan sağlığına 2. derecede etkili olan 66-90 dBA aralığında yer aldığı görülmektedir. Sonuçlara bakıldığında en düşük ortalama değerler MOZ500 kablolu hava hattından elde edilirken en yüksek değerler ise URUS MIII kablolu hava hattından kaynaklıdır. Diğer üretim araçlarının çalışma ortamı koşullarının benzerliği ve operatör kabinlerinin bulunması gibi durumlardan dolayı değerler daha düşük ve birbirlerine yakın çıkmıştır. Partikül madde riski (PM2.5) açısından değerlendirildiğinde, en yüksek maruziyet değeri (>200 µg/m3) New Holland TT55B model tarım traktörü ölçümlerinde elde edildiği ve çalışma ortamının partikül madde açısından çok sağlıksız olduğu belirlenmiştir. MAN TGA tomruk kamyonu, URUS MIII kablolu hava hattı ve Türk-FIAT 80-66 tarım traktörünün kullanıldığı çalışmalarda operatörlerin maruziyet değerlerinin sağlıksız (65,5-150,4 µg/m3) kategorisinde yer aldığı bulunmuştur. Diğer mekanik üretim araçlarında ise PM2.5 maruziyet değerleri insan sağlığı açısından önemli tehlikeler taşımayan ve hassas gruplar için sağlıksız olarak değerlendirilen grupta yer almıştır. Çalışmada geliştirilen TriSensor 4.0 çoklu ölçüm cihazı ile endüstriyel ölçüm cihazları ölçüm değerleri karşılaştırıldığında, gürültü ve partikül madde ölçüm değerleri arasında büyük oranda önemli bir fark olmadığı, geliştirilen cihazın kullanılabilir olduğu tespit edilmiştir. Gürültü ve partikül verileri ile yapılan risk değerlendirme çalışmalarından elde edilen risk skorları karşılaştırıldığında, Fine Kinney risk değerlendirme sonuçlarının genel olarak Bulanık Fine Kinney sonuçlarından düşük olduğu görülmüştür.Öğe Variation of tree diameters along road edges: the case of Karacabey linden forest in Bursa, Turkey(2019) Akay, Abdullah Emin; Taş, İnanç; Genca, BurhanRoads have important effects on forest ecosystems including degradation and fragmentation of habitats. However, light availability along the road edge increases which reflects the diversity and amount of plant species. This study is aimed to investigate the road edge effect on tree growing by measuring the differentiation of tree diameters along a sample road located within Linden stands. The study was conducted in Karacabey province of Bursa where Linden has the largest distribution in Turkey. Field data were collected from sample trees selected from 5-meter-wide stripes at road edge and from control zone away from road edge. The tree diameters at breast height (DBH) and trunk core samples were collected from sample trees located in the specified zones. Statistical analysis was conducted to indicate whether there is a differences in DBH and DBH growth values between trees at road edge and ones at control zone. The results indicated that increasing distance from road edge resulted in reduction in the average tree diameters as well as DBH growth values. There was a statistically significant difference between DBH values for trees at road edge and ones at control zone. On the other hand, there was no significant difference between DBH growth values.