Yazar "Karademir, Zuhal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biyolojik ekstrakt içerikli uyarıcı pasta hazırlanması ve akma reçine üretiminde kullanılması(Bursa Teknik Üniversitesi, 2023) Karademir, Zuhal; Gönültaş, OktayÜlkemizde reçine üretimine elverişli türler, özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde başta kızılçam (Pinus brutia Ten) ve sahil çamı (Pinus pinaster) olmak üzere yüksek reçine oranı olan zengin ibreli ağaç envanterimiz bulunmaktadır. Ancak ne yazık ki ülkemizde reçine üretimi son derece kısıtlı olup, ilgili sanayiler bu kalemde dışa bağımlı durumdadırlar. Kullanım alanlarının genişliği ile de dikkat çeken reçinedeki terebentinden; dezenfektan parfüm, yapıştırıcı, böcek ilaçları, zamk, temizlik kimyasal katkıları ve tekstil katkı kimyasallarına kadar çok sayıda ürün elde edilmektedir. Kolofandan, kâğıt, sabun, deterjan, kozmetik, boya, vernik, kauçuk ve yüzey parlatma endüstrisinde de faydalanılmaktadır. Planlamadaki yetersizlikler, üretim metotlarının geliştirilememesi, ürün kalitesinin yükseltilememesi ve yüksek maliyetler gibi sebeplerle ülkemizde reçine üretimi istenilen ölçüde yapılamamaktadır. Akma reçine üretiminde kullanılan uyarıcı nitelikteki kimyasallar, çoğunlukla verimi arttırmak ve yara donmasını geciktirmek için tatbik edilmektedir. Terebentinin uçarak açık yaraların hızla donması ve reçine akışının durması reçine üretiminde istenmeyen bir durumdur. Bu durumda yaraların işçiler tarafından tazelenmesi ve stimulant (uyarıcı kimyasal) uygulamasının tekrar tekrar yapılması gerekir ki bu doğal olarak işçilik maliyetlerini yükseltmekte ve bu alana yatırımı engellemektedir. Asit pasta metodunda kullanılan asitli kimyasalların işçi ve çevre sağlığına zararlı etkileri bulunmaktadır. Ayrıca asitli bileşenler reçine kanallarını tahrip ederek kanallarda reçine birikmesine (çıralanma), koyu kırmızı renk oluşmasına neden olduğu bilinmektedir. Çıralanma reçine üretildikten sonra sanayide kullanılacak odunun kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada kullanılan kızılçam zararlısı olan kabuk böcekleri, Orthotomicus erosus (Akdeniz çam kabuk böceği) ve Ips sexdentatus'un (Oniki dişli çam kabuk böceği) ergin bireyleri Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü'nde yürütülen bir çalışmadan temin edilmiştir. İbreli ağaç zararlısı olan kabuk böcekleri ağaçlara arız oldukları ve reçine salgısını tetikleyebildikleri doğal ortamlarında saldırdıkları ağaçların yakınlarına kurulan türe has feromon tuzaklarına çekilerek toplanmış ve kısa sürede laboratuvar ortamına getirilerek toz haline getirilmiştir. Kabuk böcekleri kullanılarak yeni bir biyolojik pasta üretilmiş ve kızılçam ağaçları üzerinde açık yaralar üzerinde uygulanarak reçine salgısına etkileri gözlemlenmiştir. Kabuk böcekleri kullanılarak hazırlanan ekstrakta, etil alkol ve gliserol katkısı ile biyolojik katkılı stimulant 3 farklı konsantrasyonda hazırlanarak standart asit pasta ile verim, safsızlık, terebentin yüzdesi, terebentinde GC-MS analizi ve kolofan örneklerinde FTIR analizi gerçekleştirilerek reçine ve bileşenleri kimyasal içerik karakterizasyonu karşılaştırması yapılmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda biyolojik pasta formülasyonlarının kullanılmasıyla ticari asit pasta örneklerinde görülen yaralı bölgeyi çok tahrip edip koyu kırmızı renk oluşumunun görülmediği, reçine verim sonuçlarında biyolojik pasta kullanılan örneklerde pozitif artışlar olduğu, biyolojik pasta formülasyonunda kullanılan gliserinin başarılı sonuçlar verdiği, reçine safsızlığı için reçine üretimi yapılacak alanların işletme amacına uygun şekilde hazırlanması gerektiği görülmüştür. GC-MS analizleri sonucunda üç farklı stimulant tipinde, terebentinde en fazla bulunan bileşenler ?-pınene, delta3-carene, 2-?-pınene, limonene, alpha-terpineol, camphene ve caryophyllene olarak bulunmuştur. Kabuk böcekleri ile geliştirilen biyolojik pastanın geleneksel ticari asit pasta yerine kullanabileceğine inanılmaktadır. Kabuk böceklerinin feromon tuzaklarda toplanması ve faydalı bir ürüne dönüştürülmesi çalışmanın dikkat çeken diğer önemli ve inovatif çıktısı sayılabilir. Bununla birlikte bu çalışmanın konu hakkında çok sayıda ve detaylı yeni araştırmalara da yol açabileceğine inanılmaktadır.