Tarihi kent merkezlerinde yaşam kalitesini kent morfolojisi açısından incelemek: Bursa Hanlar Bölgesi örneği
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2023
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Bursa Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Son yıllarda kentlerde yaşayanların artmasıyla birlikte giderek daha fazla genişleyen kentsel alanlarda, yeni alt merkezlerin ortaya çıkması, tarihi kent merkezlerinin eski önemini ve canlılığını kaybetmesine, mekânsal kalitesinin azalmasına ve köhnemesine neden olmaktadır. Tarihi kent merkezlerinin kaliteli ve yaşanabilir olması, kentte yaşayan bireylerin kente ait hissetmesini, kenti tanımasını, deneyimlemesini ve kentsel mekânla bütünleşmesini sağlamaktadır. Bu alanların yaşanabilirliği sadece kamusal alanlarının varlığı ve sayısı ile değil aynı zamanda yapılan aktivitelerin çeşitliliği, yürünebilirlik ve mekânların sürekliliği ile de ilişkilidir. Bu bağlamda, tez çalışması Bursa Hanlar Bölgesi ve çevresindeki kentsel yaşabilirliği morfolojik bakış açısıyla irdelemeyi hedeflemiştir. Başka bir deyişle, tez çalışması, kent merkezi ve yakın çevresindeki kamusal alan karakterini morfolojik analizlerle ortaya koymaktadır. Böylece, kamusal alanlardaki mekânsal kaliteye ilişkin parametrelerin değerlendirilmesi ile kent merkezindeki fiziksel çevreye dair bir yaşanabilirlik yaklaşımı geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Bu amaçla, tez çalışması literatür kısmında, kentsel yaşam kalitesi ve kentsel morfoloji araştırma alanlarına ilişkin yaklaşım ve modelleri incelemiştir. M.R.G. Conzen'in morfolojik bakış açısı ve Van der Voordt'un yaşam kalitesi yaklaşımı, araştırmanın temel kavramsal çerçevesi ve yönteminin oluşturulmasında temel oluşturmuştur. Bu doğrultuda, çalışma öncelikle Bursa kent merkezinin gelişim sürecini, kentleşme ve planlama deneyimlerini tarihsel olarak tartışarak incelemiştir. Daha sonra, kent merkezi ve çevresindeki alanları içerecek biçimde belirlenen çalışma alanında, morfolojik analizlerle uyum bölgeleri elde edilmiştir. Bu uyum bölgelerinde, kentsel mekâna ilişkin kalite nesnel olarak ölçülmüştür. Nicel ve nitel yöntemleri bir arada ele alan değerlendirmeler sonucunda, morfolojik bileşenlerde sayısal değişimlerin ve yaşanabilirliğin değiştiği tespit edilmiştir. Çalışmada kullanılan veri, Osmangazi Belediyesi'nden elde edilen imar planları, hava fotoğrafı, alanda yapılan gözlem ve değerlendirmeler ile örnek alanlarda yaşayan kişilerle ve esnafla yapılan yüz yüze görüşmelerden meydana gelmektedir. Yapılan analizlerin sonucuna göre, kent merkezinden çevre mahallelere doğru, bireylerin kent merkezinde vakit geçirmesini sağlayacak kamusal alanlar azalmaktadır. Benzer biçimde, yürünebilirlik, tipolojik ve estetik uyum ile yaşanabilir alan endeks değeri düşerken, parsel büyüklüğü ve düşey yoğunluk artmaktadır. Sonuç olarak, tarihi kent merkezlerinin daha yaşanabilir hale gelmesi için yapılacak müdahaleler, bu alanları çevrelerindeki kamusal alanlarla birlikte göz önüne almalı,kamusal alanların arttırılması, sürekliliğinin sağlanması ve genel anlamda bütünselliğin kurulması gibi ilkelere yer vermelidir.
In recent years, with the increase in the number of people living in cities, the emergence of new sub-centers in ever-expanding urban areas causes historical city centers to loose their former importance and vitality, to decrease the spatial quality of and to become obsolete. The quality and livability of historical city centers enables the individuals living in the city to feel themselves belong to city, know, experience and integrate with the urban space. The livability of the city center is not only related to the existence and the number of public areas, but also the diversity of activities, walkability and their continuity. In this context, the thesis aimed to examine the urban livability in the Bursa Khans Area and its surrounding from the morphological point of view. In other words, the thesis reveals the spatial character of the public areas in the historical city center and its immediate surroundings with morphological analyses. Therefore, the study contributes to the development of a livability approach related to physical environment in city centers by evaluating the spatial quality parameters in public areas. For this purpose, the study examined the approaches and models related to urban quality of life and urban morphology in the literature part of the study. The morphological point of view of M.R.G Conzen and the quality of life approach of Van der Voordt were the fundemantals to constitute the conceptual framework and methodology of the study. In this regard, the study investigated firstly development process of the Bursa city center by discussing the urbanization and planning experiences historically. Then, harmony regions were obtained by morphological analysis in the study area, which was determined to include the city center and surrounding areas. In these harmony zones, the quality of urban space was objectively measured. As a result of the analysis that combine quantitative and qualitative methods, it has been determined that numerical changes and livability changes in morphological components. The data used in the study consists of the zoning plans obtained from the Osmangazi Municipality, aerial photography, observations and evaluations made in the area, and face-to-face interviews with the people living in the sample areas and the shopkeepers. As a result of the analysis, the public spaces that enable the individuals to spend time in the city center decrease from the city center to the surrounding neighborhoods. Likewise, the walkability, typological and aesthetic harmony and the livable area index value decrease, while the parcel size and vertical density increase. In conclusion, the interventions for the livability of historical city centers shouldregard their surrounding public areas and include the principles such as increasing public spaces, providing their continuity and integrity as a whole.
In recent years, with the increase in the number of people living in cities, the emergence of new sub-centers in ever-expanding urban areas causes historical city centers to loose their former importance and vitality, to decrease the spatial quality of and to become obsolete. The quality and livability of historical city centers enables the individuals living in the city to feel themselves belong to city, know, experience and integrate with the urban space. The livability of the city center is not only related to the existence and the number of public areas, but also the diversity of activities, walkability and their continuity. In this context, the thesis aimed to examine the urban livability in the Bursa Khans Area and its surrounding from the morphological point of view. In other words, the thesis reveals the spatial character of the public areas in the historical city center and its immediate surroundings with morphological analyses. Therefore, the study contributes to the development of a livability approach related to physical environment in city centers by evaluating the spatial quality parameters in public areas. For this purpose, the study examined the approaches and models related to urban quality of life and urban morphology in the literature part of the study. The morphological point of view of M.R.G Conzen and the quality of life approach of Van der Voordt were the fundemantals to constitute the conceptual framework and methodology of the study. In this regard, the study investigated firstly development process of the Bursa city center by discussing the urbanization and planning experiences historically. Then, harmony regions were obtained by morphological analysis in the study area, which was determined to include the city center and surrounding areas. In these harmony zones, the quality of urban space was objectively measured. As a result of the analysis that combine quantitative and qualitative methods, it has been determined that numerical changes and livability changes in morphological components. The data used in the study consists of the zoning plans obtained from the Osmangazi Municipality, aerial photography, observations and evaluations made in the area, and face-to-face interviews with the people living in the sample areas and the shopkeepers. As a result of the analysis, the public spaces that enable the individuals to spend time in the city center decrease from the city center to the surrounding neighborhoods. Likewise, the walkability, typological and aesthetic harmony and the livable area index value decrease, while the parcel size and vertical density increase. In conclusion, the interventions for the livability of historical city centers shouldregard their surrounding public areas and include the principles such as increasing public spaces, providing their continuity and integrity as a whole.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Mimarlık, Architecture